24 Temmuz 2016 Pazar

“BEN” DEĞİŞECEĞİM DE NE OLACAK?

Dünyada şiddet içeren olaylar bu kadar artmışken, kendi ülkemde, vatanımda sokaklarda her an bir bomba sesi duyacağım endişesi ile yürürken, hayatımızı istatistiksel yönden güçlendirmesi için oluşturduğumuz “ekonomi” adını verdiğimiz sistemi bir canavara dönüştürmüşken, sokakta yürüyen insanlar birbirlerini görmezden gelmek için ellerinden geleni yaparlarken, “ben” kendimi değiştirsem ne olacak söylesene, Vesta?
Yıldız ışığı kadar parlak gözlerini danışanın gözlerinin (gözler ruhun giriş kapılarıdır; gerçekten görebilenler gözlerden tüm ruhun yolculuğunu görürler) ta derinliklerine yönelten Vesta, yüzündeki masum ifade ile tatlı bir şekilde gülümsedi: “lütfen söyler misin; aktardığın bu yaşam deneyimleri sürecinde nasıl hissiyatlar duyumsuyorsun, zihninden hangi düşünceler geçiyor, bedeninde neler oluyor?”
Her an kaygılı hissediyorum. Sürekli olarak endişelerim var. Sanki sonsuz olasılıklar diyarında kendimi kaybetmiş gibiyim. Yaşamdaki rollerim arasında parçalanmış, dağılmış hissediyorum. Belirsizlik de var “ne olacak?, şimdi böyleyse çocuklarımızı daha neler bekliyor?” Yarın televizyonda ve gazetelerde hangi dehşet verici olaya tanık olacağız? İyi bir anne miyim? Gerçekten çocuklarıma yetebiliyor muyum?  Soruları zihnimi tırmalıyor adeta…
Aslında sana özellikle belirtmek istediğim sürekli olarak “yetersiz” hissediyor oluşum. Evet, her ne yaparsam yapayım kendimi yetersiz görüyor ve hissediyorum. Her zaman daha iyisini yapabilirmişim gibi geliyor…
Gerçekte “ben kimim?”, Vesta? Neden bu Dünya adını verdiğimiz gezegende bulunuyorum? Neden bu yaşamı yaşıyorum? İşte bu belirsizlik beni her gün adeta tapınırcasına yaptığım gündelik işlere daha çok bağlanmama sebep oluyor. Çalış, para kazan, arzularını tatmin et, yaşamda üstlendiğin rollerin gereğini yap… Ve ardından gelen yorgunluk hissiyatları…
Sence deliriyor muyum? Bendeki sorun ne olabilir?
Sürekli arıyorum, kendimde kendimi arıyorum ve tek bildiğim çok yorgun olduğum…
Vesta yavaşça gözlerini danışanın bedeni üzerinde gezdirdi: “şu anda burada ‘yorgunluk’ hissini deneyimlemekte misin?
Bilmem pek bir şey hissetmiyorum, sanırım bedensel duyularımın pek farkında değilim.
Pekala kendini “yorgun” hissettiğinde neler yaparsın?
Çay ya da kahve içerim belki bir parça çikolata yerim, televizyon seyrederim.
Vesta derin bir ses tonu ile: içeriden gelen bir hissiyatı, dışarıdaki uyranlar ile gidermeye çalışmanın bugüne değin işlevsel olduğunu sanmıyorum. Bedenin ve zihnin belki de duygularının sana “yorgunluk” sinyali vermesinin nedeni senin kendi merkezine odaklanmanı sağlamaktır. Bir başka deyim ile; dur ve sadece dinlen, biraz uzan, biraz uyu…
Vesta yavaşça ve duru bir biçimde oturduğu zeminden ayrışarak danışanına onunla gelmesini başı ile nazikçe ifade etti ve yeryüzüne köklenen adımlar eşliğinde yeşil ile mavinin seviştiği bahçeye adım attılar.
Vesta: “gökyüzüne bak, ne görüyorsun?” dedi, usulca.
Bulutlar, kuşlar başka birşey yok sanırım. Hava güzel, bilmem daha başka birşey mi görmem gerekiyor?
Vesta, her zamankinden daha derin bir nefes aldı iç dünyasına ve yumuşacık ses tonu  ile ekledi: ‘her an hazır olduğun ile yüzleşirsin. Şu an her ne görüyorsan, görmen gerekeni görmektesin.  Bir an görünen her şey yok olacak ve sadece görenin orada olduğunu fark edeceksin.
Her zaman hatırlamanı isterim ki; ‘Dış dünya, iç dünyanın somut halidir’.  İç dünyamızdaki korku, kaygı, mutluluk, huzur, dinginlik, telaş, endişe her ne ise deneyimlediğimiz dış dünyada bu duygularımların somut formları ile karşılaşırız.
Korkularımız; bilinmeyene yöneliktir. Bilmediğimiz birşeyden dolayı biraz endişe etmek doğaldır. Korkmayı biraz da öğreniyoruz aslına bakarsan; toplum, alien, arkadaşların korkmayı öğretiyor bizlere. Sezgilerimiz ile bağımız çok zayıf ise korku deneyimleri artar. Korku hissettiğinde ilk yapman gereken iç sesin ile bağlantıya geçmektir. İç sesin ile bağlantıya geçtiğinde, korku hissinin sana vermek istediği mesajı algılayabilirsin. Korku hislerinin en temledeki mesajı: şu an düşünmekte olduğun düşüncelerinin ve bugüne değin oluşturduğun inanç sisteminin artık sağlıklı bir şekilde işelevsel olmadığının bir göstergesidir.
Korkular, kaygılar, yorgunluk, yetersizlik, mutluluk, sevgi,aşk ve birçok konu hakkında ilerleyen görüşmelerimizde derinlemesine analizler yapacağız.
Şu an gördüğüm; potansiyelini keşfetmek istiyorsun. Kendine, öz benliğine her yaklaştığında “kaygılı” hissediyorsun ki çünkü bu senin kendin hakkında daha önce bilmediğin birçok veri içeriyor.
Yetersizlik dünya aleminde oluşturulan bir illüzyondur. ‘Sen, bütünü ile tam ve olması gerektiği gibi varoluşunu sürdüren harikulade bir varlıksın.’
Zihninin biraz karıştığını görüyorum, yavaş yavaş tüm parçalar yerine oturacak çünkü meraklı,sorgulayıcı ve en önemlisi kalbin ile temasın devam ediyor, işte bu nedenle “aradığını bulacaksın.”
Öncelikle bu görüşmelerimiz için “niyet” belirlemeni istiyorum. Niyet, eylemleri tezahür ettirir/ gerçekleştirir. İlk adım: ‘niyet’tir. Niyetin doğrultusunda duygular eyleme geçer önce düşüncelerini ardından düşüncelerinin form almasını sağlayan eylemlere dönüşürler.
Niyetin, kalbinden akmalıdır. Yüreğin daima gerçeği söyler. Yapılan son bilimsel araştırmalar dış dünyayı ilk algılayanın kalbimiz olduğunu aktarmaktadır. Kalbimizin kendine ait yaklaşık kırk bin  nöronu ve kendine ait çok gelişmiş bir sisnir sistemi mevcuttur. Dış dünyaya o kadar çok konsantrasyonumuzu yöneltiyoruz ki kalbimizin narin, hassas sesini dinleyemez olduk. Niyetini, ne istediğini-nereye varmak istediğini netleştirmemiz önemli. Çok fazla zihinsel dişlerinle çiğnemeden, yüreğine odaklanarak niyetini belirmeni istiyorum, olur mu?
Niyetim şudur ki; gerçek benliğim ile bütünleşmeyed tam anlamıyla her yönümle değişmeye niyet ediyorum.
“Gerçek benliğim ile bütünleşmeye” niyet ediyorum buraya kadar gerçekçi ancak görüşmemizin en başında : “Ben değişeceğim de ne olacak söyesene, Vesta?” dediğini hatırlıyorum şimdi ise: “her yönün ile değişmeye niyet ediyoum” dediğini işitmekteyim.
Burada değişim & dönüşüm kavramlarından bahsetmemiz yerinde olacak gibi görünüyor. Sözcükleri nasıl kullandığımız çok önemlidir. Çünkü herşey gibi sözcüklerde canlıdır ve yaratım gücüne sahiptirler. Her söz bir büyüdür, anlayacağın…
Değişim dediğimizde; yapmakta olduğumuz şeyleri bırakarak farklı bir yönde başka birşey yapmaya başlamayı algılarız. Bu yol işe yaramadı, başka bir yol deneyeyim dediğimizde; durur gitmekte olduğumuz yoldan vazgeçer ve farklı bir yoldan ilerlemeyi sürdürürüz bu bize gelişim sağlar, farkındalığımız artar. Dönüşüm ise; tamamiyle olanı olduğu gibi kabul ederek, tüm yönlerimizi keşfetmeyi içerir; artısı ve eksisi ile birlikte. Varoluşumuzu olduğu gibi öğrenmemizi içerir ki bu da büyümeyi sağlar.
Şimdi senden bir kez daha niyetini yüksek sesle tekrar etmeni istiyorum.
Niyetim: “gerçek benliğim ile bütünleşmeye ve tam anlamıyla her yönümle dönüşmeye niyet ediyorum.”
Muhteşem şimdi derin bir nefes al ve iş sesin ile niyetini benim gözlerimin içine bakarak birkaç kez iç sesin ile tekrar et lütfen.
Bu niyetin doğrultusunda yolculuğumuza “öz”e yolculuğa başlıyoruz. Yol boyunca verdiğin yanıtları dinlemene destek olma ve niyetin doğrultusunda ilerlemeni sağlayacak soruları sormak böylece iç sesin ile yeniden bağ kurabilmen niyeti ile şimdi ve burada gözlemci zaman zaman da şahit konumunda var olacağım. 
Bugünlük görüşmemize burada bir virgule koyuyorum haftaya görüşmemize değin, niyetini aklına geldikçe farklı ortamlarda ister sesli ister sessiz tekrar etmeni ve bedeninde duyumsadığın hissiyatlara kulak vermeni olabildiğince dinlemeni istiyorum.
Sevgiyle kal…

Devam edecek…

                                                                                             VESTA77
info@vestaakademi.com