25 Ocak 2013 Cuma

''BAŞARISIZ'' KARNELER OLABİLİR AMA ''BAŞARISIZ'' ÖĞRENCİ OLAMAZ !!!


Bugün karne günü :) Kendi çocukluk ve ergenlik yıllarımdaki karne günlerini anımsıyorum, pek heyecanlı ve sürprizli olmazdı bizim evde karne günleri. Her yıl karnemin yanında ataçlanmış bir de 'takdir belgesi' getirirdim eve, 12 yıl boyunca ... Bu nedenle karne üzerine konuşmalar olmazdı bizim evimizde. Bugün, geçmişe baktığımda tam tersi olsaydı daha mı iyi olurdu acaba? demekten kendimi alamıyorum neden mi?

Karne,  üzerinde,o eğitim-öğretim dönemi boyunca aldığınız derslerin isimlerinin ve bu dersleri kavrama va anlama becerinizin rakamlarla ifade edildiği bir kağıttır ya da bir değerlendirme formatıdır.

** Değerlendirme nedir?

Değerlendirme, anlamlandırma demektir. Bir başka deyim ile, algıladığım uyarana yüklediğim anlamdır.

Değerli ebeveynler, çocuğunuzun karmesine baktığınızda; çocuklarınızın bir dönem boyunca öğrendiklerinin sonucunu mu, yoksa ideal ve hayallerinizi mi değerlendiriyorsunuz?

Soru = Baştan aşağı zayıf notlar ile dolu bir karne mi yoksa baştan aşağı en yüksek notlar ile donatılmış bir karne mi 'başarı' nın göstergesidir?

Bu soruya vereceğiniz yanıt, sizin dinamikleriniz ve hayata bakış açınızı değerlendiren değerler sisteminden zemin alır.

Cevap= Bir öğrencinin bir ya da birden fazla dersten zayıf not alması, o öğrencinin ''başarısız bir öğrenci'' olduğunun göstergesi değildir. Bunun diğer kutbunu düşünürsek; her dersinden yüksek notlar almış bir öğrenci de 'başarılı bir öğrenci' olarak nitelendirilemez. Birçok dersinden başarı notu almaya hak kazanmış bir öğrenci; o dersin gereklilikleri ile nasıl başa çıkacağına yönelik uygun stratejiler geliştirmeyi başarmış bir öğrencidir !

Eğitim ve öğretim yıllarını bir süreç olarak algılamalı, çocuklarımıza sonuç odaklı yaklaşmak yerine sürecin içerisinde sorgulamayı ve öğrendiklerini anlamlandırma kabiliyetine erişkin olan bireyler olma yolunda rehber rolü üstlenmeliyiz.

İnsanın kendi kendisini bulmak istemesi demek içe ve dışa yönelik yeni yollar keşfetmek için arayışa çıkması demektir,eğitim ve öğretim beşikten mezara kadar devam eden bir süreçit; okullar ise bu süreçteki duraklardan bir kaçıdır sadece.

Ebeveynlere önerim, çocuklarınızın karnelerini değerlendirirken farklı ve çok boyutlu gözlüklerden bakın, bu süreçte sizlerin de payı olduğunu unutmayın. Çocuğunuzu ya da kendi hedef ve hayallerinizi değil sadece karneyi değerlendirin. Çocuğunuzun başarısız bir karneye sahip olması sizi kötü-değersiz-başarısız bir ebeveyn yapmayacağı gibi; başarılı bir karne de ne sizi ne de çocuğunuzu başarılı bir insan yapmaz !!


* Çocuğunuzun karnesini, arkadaşlarının ya da kardeşlerinin karneleri ile kıyaslamaktan kaçının.

*Çocuğunuza olan güveninizi yansıtın, karne günü duygu sözcükleri her zamankinden biraz daha çok evinizde yankılansın; 'Sen benim için çok özel ve çok değerlisin, karnendeki sonuç ne olursa olsun seni çok seviyor ve sana saygı duyuyorum!!'

*Evde öncelikle çocuğunuzun kendi karnesini değerlendirmesini isteyin. Çocuğunuz kendi karnesinin 'başarısız' olduğunu düşünüyorsa, 'başarısız' olgusunu tanımladığı gibi 'başarılı' olgusunu tanımlaması için teşvik edeci açık uçlu sorular yöneltin. Böylece bir sonraki dönemler için değişimi sağlayabilirsiniz. Değişim olanı kabul etmekle başlar.

* Bu karne NEDEN böyle? Sorusu yerine bu dönem NASIL geçti sorusuna çekirdek aile olarak hep birlikte cevaplar üretmeye çalışın.

*Bir sonraki dönem için hedefler belirleyin ve o hedefe nasıl ulaşabileceğini tartışın, somut bir yol haritası oluşturun.

** Karnede gelen sonuçlar her ne olursa olsun, çocuğunuzu tebrik edin-takdir edin ve ödüllendirin.

Tüm öğrenci arkadaşlarımı bu eğitim-öğretim dönemi boyunca gösterdikleri sabır için kutluyor ve kendilerini anlamlandırmak için çıktıkları keşif gezisinde yeni yollar buldukça zenginleşmelerini diliyorum. Sevgiyle...

2 Ocak 2013 Çarşamba

SEVDİĞİM HİKAYELERDEN BİRİ: YAŞAMAK ÖZGÜRLÜKTÜR !


 
 
Bir Zen ustası öğrencisine bir soru sorar. Soru tam olarak gerektiği gibi cevaplanır. Ertesi gün usta aynı soruyu sorar. Öğrenci ‘Ama bu soruyu dün cevapladım’ der.

‘Şimdi tekrar soruyorum’ der usta.  Öğrenci aynı cevabı verir. ‘Bilmiyorsun!’ der usta.

‘Ama dün de aynı şekilde cevapladım ve siz başınızla onayladınız’’ der. ‘’O zaman cevabın doğru olduğunu anladım. Şimdi neden fikir değiştirdiniz?’

‘’Tekrarlanabilen bir şey senden gelmiyordur’ der usta. ‘Yanıt senin hafızandan geldi, bilincinden değil!’ Gerçekten bilseydin, yanıt farklı olurdu çünkü çok şey değişti. Ben dün sana bu soruyu soran adam değilim. Bütün durum farklı; sen de farklısın-------ama cevap aynı!

Cevabı tekrarlayıp tekrarlamadığını görmek için soruyu tekrar sormam gerekiyordu. Hiçbir şey tekrarlanamaz.

Ne kadar canlıysan o kadar az tekrarlarsın. Ancak bir ölü tutarlı olabilir. Yaşamak tutarsızlıktır. Yaşamak özgürlüktür, özgürlük tutarlı olamaz.