Her birimiz yüce Yaradan'ın, Allah'ın, Tanrı'nın birer parçalarıyız. Her birimizin özünde 'yaratıcı' bir parçamız var. Dolayısı ile insan varlığı diğer varlıklardan farklı olarak 'yaratma' potansiyeline sahip bir varlıktır. Ki bu yönü ile tezahür etmiş her bir varlıktan daha kudretli ve güçlüdür ( melek varlıklarından bile ;) ) Her birimiz 'Dünya' ismini verdiğimiz bu gezegende birbirimizin 'yaratıcı' parçasını keşfetmeye yönelik bir yolculuğa çıkıyoruz bu yolculuktaki en değerli yardımcılarımız ise diğer insan varlıkları olmaktadır. Bu nedenle yaşam sürecinizdeki insan varlıklarına bir de bu bakış açısı ile yaklaşmaya çalışın. Her bir varlık özünde Tanrı' nın yaratıcı potansiyelini taşıdığına göre bir kez daha kalben düşünün: " kırıldım, üzüldüm, neşelendim, sevindim'vb... Gibi duygu durumları atfettiğiniz insanları bir kez daha değerlendirirken; hislerinizin ardındaki duyguyu görmeye çalışın.
Perdenin arkasında ne var??
Belki bir gün öyle bir insan varlığı çıkacak ki karşınıza; siz onun davranışları karşısında " hayatım mahvoldu, çok kırıldım, çok üzdü beni, iyi insan--kötü insan, değerli-değersiz, samimi, güzel" insan gibi değer yargılarınızın arkasına mı sığınacaksınız? Yoksa bu insan daha doğrusu ilahi Yaratıcı bana nasıl bir ders vermek istiyor, bana ne anlatmaya çalışıyor ? Biçiminde mi analiz etmeyi tercih edeceksiniz?
Şeçim sizin ve her seçim bir vazgeçiştir...
Ancak şunu daima hatırlayın:: öğrenilmemiş dersler daima tekrar edecektir. Tekrarlayan temaları yakalarsanız yaşamınızdaki " düğüm" olmuş temayı da çözebilir ve dönüşümünüzü gerçekleştirebilirsiniz. . Kişiler, olaylar, durumlar değişecek ancak tema hep aynı kalacak ta ki siz idrak edinceye dek...
Kendi dönüşümüzü gerçekleştirebilmek için "affedebilme" eylemini gerçekleştirebilmek oldukça önemli
. Seni affediyorum diyebilmek aslında::: davranışların, düşüncelerin ve duyguların yolu ile benim öz benliğimi keşif yolculuğumda içselliğimdeki farkındalık zeminimi genişlettiğin için sana bir diğer deyiş ile Yaradan a teşekkür ediyor, şükrediyorum diyebilmektir. İlginç mi geliyor? Belki ilk başta evet, haklısınız ancak gözlerinizdeki perde kalktığında, yüreğinizdeki düğümler çözüldüğünde iki satır ötede yazdığım cümleler oldukça gerçekçi gelecek ve 'bilme' makamında olacaksınız. Tek bir nabız olduğumuzu dinleyebildiğinizde" şu an" ı hatırlayarak kendinize gülüyor olacaksınız.
Özetle; bir varlığı "affetme"yi tercih ettiğinizde; affettiğiniz aslında kendinizsiniz!
Örneğin;
Koşulsuz sevgiyi öğretme görevi olan bir varlık, çalıştığı varlık üzerinde sürekli onu incitecek ve şaşırtacak eylemlerde bulunur sonra da onun " kibir ve gurur" örüntüsünden sıyrılmasını bekler. Eğer varlık inatla görmemeyi tercih ediyorsa, öğretmen bir süre mesafe alır ve belirli aralıklarla öğrencisini yoklar ta ki öğrenci gurur ve kibir kıyafetini terk edip koşulsuz sevginin okyanusunda özgür dansını yapıncaya dek....
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder