1 Mart 2015 Pazar

TANRI'NIN ZİHNİNDEN GEÇENLERİ BİLMEK İSTER MİSİNİZ?


“Evrenin tam bir teorisini ortaya koyabiliriz. O durumda aslında ‘Evrenin Efendileri’ oluruz.” S.H.
     
                                                                                                                                       

Şu anki yaşamınızın en güzel, en verimli, en çoşkulu günlerini deneyimlemekte iken; zihninizde çözülmeyi ve cevaplanmayı bekleyen bir çok konu var iken karşısında oturduğunuz doktor diyor ki: “sadece 2 yıl ömrünüz kaldı, ve yavaş yavaş reflekslerinizi kaybedeceksiniz; yürüyemeyecek, tutamayacak, yutkunamayacak ve sonunda da konuşamayacaksınız.”. Kendinize bir kaç
 saniye zaman ayırmayı tercih edin ve bu durumu kendiniz deneyimlediğinizi hayal edin.

** Hangi duyguları hissedersiniz?
** Zihninizden hangi düşünceler geçer?
** Ilk hangi eylem/ eylemleri gerçekleştirmek istersiniz?
 **Doktora ilk soracağınız soru ne olur?

Hawking’in doktoruna ilk sorduğu soru: “Peki ya beynim , beynim fonksiyonlarını sürdürmeye devam edecek mi?” oluyor, peki ya sizin sorunuz? 

Doktora ilk soracağınız sorunun temelinde yaşam serüveninizin o anında en çok değer vererek, ihtiyacınız olan şeyi sorgulamak olacaktır. Sizin sorunuz neydi, bir kez daha gözden geçirin… J

“Ölüm” yeni bir yaşama doğabilmek için bir geçiş kapısıdır.

Ancak erken ve beklenmedik bir ölüm olasılığı ile karşı karşıya kalmak yaşamın gerçekten başınıza her ne geliyorsa, gelmekteyse yaşamaya değer olduğunu ve yapmak istediğiniz ve yapabileceğinize inandığınız pek çok şey olduğu gerçeği ile yüzleşme sağlayacaktır.


Stephen Hawking’in yaşam öyküsünün aktarıldığı “Herşeyin Teorisi” (The Theory of Everything) sinemaseverler ile buluştu. Filmde Özge yi en çok etkileyen duygu geçişlerinin son derece naifçe ve şeffaf bir biçimde kurgulanmasıydı. Ayrıca bu film vesilesi ile “en iyi erkek oyuncu oscar’ını” hak eden Eddie Redmayne; gerçekten olağanüstü bir performans sergiliyor.

Hawking, Cambridge Üniversitesi’nde doktora öğrencisi iken ALS (amyolrophic lateral sclerosis) ya da diğer bir deyiş ile motor nöron hastalığı olduğunu öğrenir. Filmin tamamında Hawking in ALS ile birlikte yaşamayı nasıl öğrendiğini, hiçbir zaman umudunu kaybetmediğini, zihnini üretken olarak kullanarak her “olumsuz” durumu nasıl da bir fırsata dönüştürdüğünü görebiliyoruz. ALS hastalığı; Hawking’in mutlu bir aileye sahip olmasına, ve mesleğinde başarılı olmasına herhangi bi
r engel teşkil etmedi; bu da bizlere tek engelin zihnimizin bir ürünü olduğunu bir kez daha hatırlatmaktadır.

Filmde temel olarak :
her an büyük bir dönüşüm içerisinde olduğumuz;
koşulsuz sevgi,
umut,
inanç,
acı,
yaşamda var olma nedenlerimiz;   temaları açıkça ve duyguların hareketli dansı ile seyirciye aktarılıyor.

Hawking, daima şunu ifade etmektedir; “ eğer evrenin nasıl çalıştığını anlayabilirsek bu çalışma prensipleri dahilinde onu kontrol edebiliriz.” Ve herşeyi açıklayacak tek bir denklem oluşturabileceğine daima inamış halen de inanmaktadır.

Doktora yıllarında, evrenin değişmeyen ve sonsuza kadar süren bir evren olduğu na inanıyor ve bu inancını destekleyecek denklemler üretiyordu. Nitekim doktora dan sonraki yıllarda doktora araştırmasının büyük bir yanılgı olduğunu ifade etmiş ve “tamamen yanıldım” diyebilecek  kadar cesurca yenilgiyi kabul etmiş ve evrenin sürekli genişlemekte olduğunu ifade etmiştir ve halen evrenin sürekli genişlediğine ilişkin çalışmalarını sürdürmektedir. Buradaki en önemli  olgu; dönüşümün sürekliliğidir, sizlerin de takdir edeceği gibi bilinç geliştikçe herşeyi farklı açılardan değerlendirmeye başlıyoruz. Daha önce göremediklerimizi görebiliyoruz.

Sabit kalan tek şey; “dünüşüm” ve “değişim” dir, geri kalan herşey denklemin değişken parçalarıdır.

Ve umut; nefes alıp verebildiğimizi hissedebildiğimiz sürece “umut” da daima vardır.

Nefes; beden ve zihin arasındaki köprüdür. Nefesi yönetmek bedeni ve zihni koordine bir şekilde yönetmenize olanak tanır.

Acı nerede ise bu hayatta yapmanız gereken şey de “o” dur. Size en çok “acı” duygusunu hisettiren her ne ise o konuda birşeyler üretmek için bu yaşamınızı deneyimlediğinize inanın.

Hawking, başarılı bir bilim adamı olmayı hedefliyordu. Tüm evrenin yaradılışını tek bir denklem ile formüle etmek gibi bir hedefi vardı ancak nereden başlayacağını bilemiyordu. Ve bir gün, bir doktor karşısında “bu yaşamınızda var olabilmeniz için sadece 2 yılınız var” dedi ve işte o an Hawking artık nereden başlayacağını biliyordu:: “ZAMAN” . Acılar nasıl da yaşamımızın yönüJ
nü belli edip, yapacaklarımızı parlatıyor değil mi?

Ve koşulsuz sevgi; Hawking’in sevgili eşi Jane’in sevginin bedenden bedene değil; sadece yürekten yüreğe daha da doğrusu öz’den öz’e olabileceğinin en güzel örneği. Engelli bir birey ve yaşamı kısa bir sure içerisinde sonlanacak; böyle birisi ile evlenmeyi tercih eder myidiniz?

Koşulsuz sevgi Öz’den Öz’e olan sevgidir…

Yaşamımızda, karşımıza çıkan her bir varlık, bize bir mesaj verir. Hawking’ de Jane’nin yaşamında var olma nedenini biliyordu, : “onun yaşamda yol almasını sağlayacak motivasyon gücü, var olmasını destekleyecek “neden”leri üretecek ve daima inanarak yürüyecek güç’tü.

Filmed en çok etkilendiğim sahne; artık tutma refleksi iyice güçleçmiş olan Hawking’in alev alev yanan şömine karşısında kazağını eşi Jane in yardımı ile giyerken Jane in, bebeklerinin ağlaması sonucunda odadan ayrılması ve tam da o sırada kazağın içerisinde kalan başı ile mücadele veren Hawking kara delikler ile ilgili farklı bir bakış açısı deneyimliyordu. Bu sahne filmdeki en etkileyici sahnelerden biri idi Özge’ce J

Mücadele ettiğimiz ve görmeye açık olduğumuz her an yeni bir şey fark edebiliriz…

Hawking, bir gün “Tanrı”ya inanır mı bilinmez, aynı zamanda “HERŞEYİN TEORİSİ” ni ortaya koymayı ona göre başarır mı bilemem.
Gerçek şudur ki; şu anki yaşamının 73 yaş deneyimini sürmekte olan Stephen Hawking aslında çoktan “herşeyin teorisini” bulmuş ve gözler önüne sermiştir. Ancak bu dışarıda değil; içeride
= “ben’den içeride” olan birşeydir. Bir gün fark ediyor olduğunda deneyimlediklerini çok daha farklı bir boyutta cömertçe paylaşacağından eminim.

SEVGİ HERŞEYDİR, HERŞEY SEVGİ ‘DİR…













1 yorum:

  1. Ne güzel ve etkileyici bir yazı,sizi çok çok tebrik ederim,ellerinize sağlık,çok sevgiler :)

    YanıtlaSil