29 Aralık 2016 Perşembe

SPERM VE YUMURTA HÜCRESİ "BİR"LEŞTİĞİ AN BAŞLAYAN NEDİR?

Bu yıl 16-18 Aralık 2016 tarihinde 5.'si düzenlenen "Anne Bebek Çocuk Fuarı"na 18 Aralık Pazar günü aşağıda gördüğünüz Güneş in muhteşem ışınları ile bizleri selamladığı güzel ve çoşkulu bir günde katıldım, gözlem ve deneyimlerimi aktarmaya çalışacağım...


Keyifli sohbet ve söyleşi programlarının yanı sıra çocuklar ve özümüzdeki çocuk ile temasımızı arttıran etkinlik ve atölye çalışmaları da oldukça renkli ve eğlenceli idi. Susam sokağının unutulmaz karakterleri de yetişkinleri çocukluk yıllarına doğru bir yolculuğa çıkarmakta idi.
İbs fuarının bu yılki teması: "Dönüşüm", Sihirli Yolculuk Dönüşüm. Dönüşüm gerçekten de sihirli muazzam bir yolculuk. Dönüşüm; varlığın "öz"ü ile temas sınırlarını yeniden oluşturacak bir "ol"ma halini temsil eder ve büyümeyi içerir. 
İBS fuarının son gününü sondan başlayarak aktarmak bazı oluşumların nasıl zihnimizde şekil aldıklarını aktarmak adına daha verimli oluyor.

Dr. Bülent Madi: "yumurta ve sperm hücresi birleştiği andan itibaren iletişim başlıyor" diyerek "anne karnından itibaren çocukla iletişim" başlıklı bilgi dolu söyleşisine başladı. Bizlerin çoğu iletişimin sadece sözcükler kanalıt ile oluştuğunu zannetsek de öz iletişim duyguda, hissetmekte başlıyor ve hücresel olarak beden hafızamıza kaydoluyor. Psikologluk mesleğini icra eden biri olarak şunu söyleyebilirim ki; "bir canlı Dünya gezegeninde beden almayı seçerken aynı zamanda ailesini ve ismini de seçmektedir."

Hiçbir şey tesadüf değildir. Yaşam; düşüncelerin sentezinden oluşmuş ölüm-doğum döngüsünde sürekli olarak tezahür eden (oluşan) kendini hatırlama ("öz"e dönüş) yolculuğudur. Bu sihirli yolculuk boyunca seçtiğimiz aile ben i BEN ile buluşturacak ve mevcut potansiyelimi Dünya ya sergileyebilmem için en uygun zemini oluşturacak ailedir. Dr. Madi'nin de aktardığı üzere öğrenme anne karnında başlıyor. Annenin tüm hissiyatlarını duyumsayan fetüs dış dünyaya ilişkin algı zeminini oluşturuyor. Bu bağlamda hamilelik süreci boyunca anne ve baba adaylarının iyi bir ses tonu ile bebekleri ile sürekli iletişim halinde olması güven ve sevgi zeminini güçlendiriyor. Bebek Dünya ya merhaba dedikten sonra ise beyin gelişimi için en önemli merkez: dokunma merkezimizdir. Bebeğinize sevgiyle dokunarak gözlerinin içine bakarak gülümsediğiniz ve şefkatli bir ses tonu ile hitab ettiğiniz zaman beyin gelişimi sağlıklı bir şekilde tamamlanır. Eğer bebeğiniz sürekli kaygı duygusunun kök saldığı bir çevrede gelişme ve büyüme aşamaları sürecinde ise, beyinin hipokampus bölgesi: hafızamızdan sorulu ve limbik sistem= duyularımızın merkezi ile sıkı ilişki içerindedir ancak süreki kaygı duygusunun hissedildiği bir zeminde beynimizin amigdala "savaş-kaç-don" komutlarını beynimize ileten bölgesi aşırı uyraıldığında sürekli salgılanan kortizol: stres hormonu neticesinde hipokampus bölgesi zamanla işlevselliğini yitirebilmektedir. Duygularımızın güvenli bir zeminde ifade bulması sağlıklı bir gelişim ve büyüme için esastır. İfade bulmayan her duygu beden  hafızasında kayıtlı olarak kalacak ve ileride biriken enerjiler kendilerini "hastalık" adını verdiğimiz beden-ruh-zihin birliğinin dağılması olarak göstereceklerdir. 

Bir bebeğin en temek ihtiyacı nedir? Bir bebeğin en temel ihtiyacı "koşulsuz sevgi"dir. İlgisiz ve sevgisiz bir bakım bebeklerde travmalara zemin hazırlar diyen Sevil Yavuz (pedagog & klinik psikolog), bir bebeğin annelik kaygıları nedeni ile en temel ihtiyaçlarının göz ardı edilmesi bebeklik çağı travmalarını oluşturmakta olduğunu ifade ediyor. Günümüzde kadının çalışma yaşamına yaratıcı potansiyeli ile dahil olması beraberinde; "acaba çocuğuma yeterli bir annelik yapabiliyor muyum?" sorusunu içsel diyaloglarında süreki tekrarlayan anneler bu kaygılarını ister istemez bebeklerine yansıtmaktalar. İlk 3 yıl bir çocuğun varoluş potansiyelinin zemininin oluştuğu yıllardır ve bu 3 yıl birincil derece bakım verenler ile iletişimin sevgi-güven-aşk-teslimiyet duygulanımları üzerine inşa edilmesi sağlıklı bireylerin yaşamda var olabilmeleri için en mühim katalizörlerdir. Amine Kamburoğlu, Merve Tuncer ve Beril Bayındırın konuşmacı olarak yer aldığı "Yeni Nesil Annelik" sohbetinde de yeni nesil annelerinin kaygılarından bahsedilirken genellikle korumacı bir tutum sergiledikleri ifade edildi. Korumacılık rollerinin ise dış etkenlerden kaynaklandığını ifade eden 
değerli anneler, aslında kendi çocukları ile ilişkilerini anlatırlarken kendi içsel dinamiklerinde yer alan kaygı ve korku duygularından bahsetmekteydiler. Bilgi çok değerli bir hazine ancak bilgiyi aktarırken her zaman kendi hikayemizden yola çıkarak ve her daim kalbimizin sesi ile eylemde olmanın öneminin de altını çizen pozitif anneler her çocuğun eşsiz bir hikayesinin olduğunu yanlış-doğru kavramlarının her aile için farlı olabileceğini de belirttiler. Kendi içsel sesimiz en iyi rehberimizdir. Her anne kendi çocukları ile olan ilişkisini hikaye tarzında paylaşabilir ancak bu paylaşımdan yola çıkarak kendi çocuklarımız ile olan ilişkimizi aynı şekilde düzenlemek bir yarar ve fayda sağlamayacaktır çünkü her birey parmak ve nefes izlerimiz kadar eşsiz ve biriciktir.

Her birey kendi özünü bir diğerinin aynasında tanımakta ve bilmektedir. İlk iletişim sperm ve yumurta hücresinin birleştiği an itibari ile başlarken bu bağın sonraki en önemli gelişim ve büyüme basamağını emzirmek oluşturuyor. Doula Esra Erkut ve Pınar Mallı nın "Emzirmek Her Şeydir!" başlıklı sohbet buluşmasında kadınların "doğum anı"na çok fazla dikkatlerini yönelttikleri halbuki anne olmaya niyet ettiğiniz an annelik serüveninizin başladığını ve hamilelik süreci öncesi, hamilelik süreci , doğum süreci ve ardından yeni doğan ile bakım sürecinin de odaklanılması gereken önemli süreçler olduğu önemle vurgulandı. Emzirmek sadece bebeğinizin karnının doymasını sağlamak mıdır?  Emzirmek, anne-bebek arasındaki en özel bağdır. Kaç ay emzirmek daha sağlıklı, daha yararlı? sorusunu hemen hemen her yeni anne sormakta ve sorgulamaktadır. 6 ay ya da 2 yıl, önemli olan annenin iç sesini dinlemesidir diyor Erkut ve Mallı ve ekliyor bebeğiniz ile olan kalpten kalbe iletişiminizi güçlendiren en önemli eylemdir, emzirmek bu bağlamda Emzirmek Her Şeydir!

Bir insan varlığının Dünya gezegenine merhaba demesine vesile olmaya niyet etmek ile başlayan anne ve babalık adaylığı süreci boyunca, anne ve baba adaylarının kendi doğum travmaları ile çalışmaları öncelikle kendi içsel dinamikleri ile buluşmaları da oldukça mühimdir...

Çoşkulu, keyifli, paylaşımcı, sevgi dolu anne, babalar ve anne-baba adayları ile birarada olmak, özlerindeki çocuk ile buluşan ebeveynler görmek ve en önemlisi öğrenmeye açık, bebekleri ve çocukları için daha neler yapabilirim? sorusunu yönelten bireyler ile birarada olduğumuz muhteşem bir fuar deneyimi idi...

Kelebeğee dönüşen tırtılın kozasında ne kadar sevgiyi, umudu, cesareti, şefkati, merhameti ve aşkı deneyimlerse özgürlük uçuşu bir o kadar harikulade bir şölene dönüşebilir. 











1 yorum: