4 Aralık 2016 Pazar

KENDİ "SES"İNİ ARIYOR MUSUN?

Beden-zihin-ruh bütünlüğü kapsamında her yıl,  arayışta olan yolcular ile yolda olan yolcuları sevgi ve bilgelik zemininde buluşturan bir şenlik var, biliyor musunuz? 

Festiva Organizasyon tarafından Naturel Beden, Zihin, Ruh Sağlığı Festivalinin 34. sü İstanbul'da 24-27 Kasım da gerçekleştirildi. 3 yıldır, bu festivale büyük bir zevkle katılmaktayım, benim için birçok kapıyı araladığını söyleyebilirim. Bu yıl sadece Cumartesi (26 Kasım) tüm gün festivale dahil olabildim. (9-11 Aralık tarihlerinde festival İzmir de gerçekleşiyor, bilginize...)

İlk olarak "Bedenin Şifa Kapıları" kitabının yazarı Ebru Demirhan'ın workshopunu deneyimledim. Bedenimiz bizim ile her an nasıl konuşuyor? Eğer bedenimizin bizlere iletmek istediklerini dinlemezsek, fiziksel bedenimizin nasıl hastalık ürettiğini kendi  hikayesi üzerinden anlatarak başladı sözlerine. Hiçbir şeyin tesadüf olmadığını her şeyin bir amaca hizmet ettiğini vurgulayarak. Ve en çok dikkatimi çeken: "şükürler olsun" kelimesini sıkça tekrarlamasıydı ki, oldukça faydalı. Birşeyi ne kadar çok sık tekrarlarsanız muazzam bir dönüşüme yol açarsınız. Ayrıca zihinsel boyutta kabul ediyorum dediğimiz şeyleri aslında yürekten söylemediğimiz için nasıl da bir fark oluşturmadığını çok iyi aktardığını düşünüyorum. zihinsel boyutta "tamam affettim" desek de aslında sözcükler kalpten dökülmediğinde hiçbir şeyin dönüşmediğini aktarırken, her zaman kendimiz ile çalışmamız gerektiğini çok iyi vurguladı doğrusu.Yıllardır kendi mesleki sahamda aktarmaya çalıştığım gibi zihinsel boyutta sadece sözcüklerle kurulu bir düzenekteki psikoterapi seansları ile iyileşme sağlamamakla birlikte dönüşüm de gerçekleşmemektedir. Bir insan varlığının ana rahminde geçirdiği ve biraz daha öncesine bakılarak Dünya gezegenine hangi misyon ile geldiğinin izi sürülmelidir ki; bu da beden-zihin-ruh üçlü dinamiği ile eş zamanlı olarak uygulamalar gerçekleştirmeyi gerektirmektedir. 
Bir an oluyor ki;  her ruh sağlığı danışmanı aynı dili konuşuyor ve gerçek anlamda ruh ile temas ederek çalışmalarını icra ediyor buna yürekten inanıyorum...

Ebru Hanım oldukça içten, samimi, paylaşımları naif idi. Yaşam yolunda ilerlerken soru sormayı daima hatırlayan ve çözüme yönelik eyleme kalbin sesi ile cesurca adım atabilen güçlü bir insan, kendi gözlemimce..."Bedenin Şifa Kapıları" kitabını öneririm oldukça sade, net ve açık. Kitabın en arkasında bir de beden haritası mevcut. Bedenin hangi bölümünün hangi duygu ve düşünce ile ilişkili olduğunu gösteriyor. Ve sürekli kendinize soru sormayı hatırlayın. Vücudunuzun bir uzvunda "ağrı" hissiyatı mı deneyimleniyor? O uzva sorun: bana neyi hatırlatmak istiyorsun? bana nasıl bir mesaj vermek istiyorsun?" sorun ilk zihninize düşenleri ve ardından bırakın cevaplar en ummadığınız anda gelebilir, her an farkında olun! 

2. Workshop, oldukça ilginçti. Heyecanlı ve bir oldukça titizce, özenle hazırlanılmıştı. "Tibet Ses Çanakları ile Beden, Zihin, Ruh Akordu ve Ses Meditasyonu" sunumu Sırma Belin tarafından gerçekleştrildi. Yakın zaman kadar sürekli bir arayışta olduğunu bir türlü kendi sesini bulamadığını ve annesinin rahatsızlığına çare bulabilmek için çıktığı yolculuğunda ses çanakları ile tanıştığını ve bu çanaklara yönelik inanılmaz bir çekim hissettiğini aktardı, bizlere. Ben ise tabi tahmin edeceğiniz üzere; "kendi sesini bulmak" deyimine odaklanmıştım. Ne kadar güzel ve yalın bir ifade. Her birimiz kendi mesajımızı iletmek için burada köklenmekteyiz lakin önce mesajı vereceğimiz ses frekansını bulmak ve bu frekansa uyumlanmak gerek değil mi? Siz kendi sesiniz ile buluştunuz mu? ya da henüz kendi sesinizi arayış sürecinde misiniz? 
Dr. Emoto'nun su deneyini, çakraların seslerini ve herşeyin bir frekansı,  hücrelerimizin, her organımızın frekansı olduğunduğunu aktaran Belin ses çanakları ile masaj eğitimini Almanya da Peter Hess enstitüsünde tamamlamıştır. Eğer hücrelerimiz ve organlarımız içsel ve dışsal koşullara verdiğimiz yanıtlar neticesinde frekansları bozulursa, biraz akord edilmeleri gerekir. 
Bizleri de mucizevi ses çanakların şifalı ses ritimleri ile özümüze doğru br yolculuğa doğru çıkardı değerli Sırma Hanım. 

Ardı arkasına deneyimlediğim 2 workshopda bir çare bulmak üzere yola çıkan ve kendi sesleri ile buluşan cesur ve bilge kadınların hikayesiydi. Biri oğlu; diğeri annesi için şifa ararken aslında şifacı olduklarını keşfetmişlerdi. Herşey, herşeye nasıl da güzel hizmet ediyor değil mi? 

Ve sahnede; masmavi takım elbisesi, uzun siyah hafif dalgalı saçları ve keskin bakışları ile Uzman Psikolog ve Hipnoterapist Adil Maviş belirdi ardından hızlıca başladı "Kendi Terapistiniz Olun" isimli workshopa. Her bir kelime bir amaca hizmet edilecek şekilde kurgulanmıştı. Benim işim: "sorun çözmek" diye devam etti. Siz kendi mesleğinizi 2-3 kelime ile tanımlasanız ne dersiniz :.........................................Şimdi gözlerinizi kapatın ve sorun olduğunu düşündüğünüz sorunlarınızı zihninizden geçirin diye devam etti. Ve gerçek şu ki; sorunlarınızı sevmiyorsunuz insan sevmediği birşeyi nasıl çözüme kavuşturabilir ki? diye ekledi, Sn. Maviş. Her zaman söylediğim gibi yine tekrarlıyorum: "sorun-problem olarak tabir ettiklerimiz; bizi bize yaklaştıran en kıymetli armağanlarımızdır." Özetle: herşeyin yaratıcısı biziz. Sorun-problem-hastalık-kaza vb. bunların her birini bizzat kendimiz oluşturuyoruz. Ne zaman? Kendimizden/Özümüzden uzaklaştığımızda. Yakınlaşmak için ne gereki? Tek kelime : SEVGİ. Kendinize sorun: "sorunlarımı/problemlerimi sevmek için neye ihtiyacım var?" Verdiğiniz yanıtn aslında sizde var olduğunu gördüğünüzde şaşıracaksınız... Workshopun sonunda Adil Bey bir de "meditasyon" deneyimletti. Hergün 5 dakika uygulayacağınız meditasyon şifa, fayda gibi kelimeler yazmayacağım. Uygulayın ve hissedin, lütfen....

Dördüncü workshop kuantum ile ilişkili idi. Bedenden başladık-zihin ile devam ederken morfik rezonansın ortasında buluverdim kendimi. "Bütünsel Enerjetik Dönüşüm" isimli sunumu ile Başak Yüksel Yıldırım sahnede adeta şifa dağıttı. Teorik bilgiye fazla yer açmadan. En önemli vurgusu kalbin kendine ait enerji ağı olduğunu ve beyinden yaklaşık 6000 kat daha güçlü olduğunu aktardı :) 
Önce tüm bilgi kalbe gelir ve kalpten mesajlar beyine iletilir. Kalp, benliğin merkezidir. 
Daha sonra bir alan açtı ve fiziksel ya da duygusal bir sorunu olan kişileri davet etti. Sorunun ne olduğunun pek bir önemi yoktu. Benzer sorunu deneyimleyenler oturdukları yerde hiçbirşey yapmaksızın iyi hissettiler. Bu da bizlere bir kez daha kendi gücümüzü hatırlatsın ki; bir bireyin dönüşümü Dünya için en değerli ve en büyük armağandır. Sizin dönüşümünüzle birlikte birçok insan varlığı da dönüşüyor eş zamanlı olarak. Zannedersem atom altı seviyede güçlü bir çalışma gerçekleştiriyor. Ne yaptığını kesin olarak aktarmayı tercih etmedi. Ancak öncelikle bugün birçoğumuzun bildiği NLP metotları ile problem/sorun u dışsallaştırdı, katılımcıdan bir şekle benzetmesini, bir renk vermesini ardından vücudunun neresinde deneyimlediğini sordu. Buraya kadar herşey bildiğim teknikler sonrasında ellerini kullanarak yaptıkları çok anladığımı söylemeyeceğim, sorduk ancak çalışmaya odaklanmamızı rica etti. Demek ki anlamak için daha zaman var :) 

Ve katıldığım son workshop: bugün aradığımız herşeyin öz çözümü Dr. Evelina Ivanova'dan geldi. 
"Dişiliğin Sırrı Hayatın Sırrıdır" . Şu an Dünya dişil enerji titreşiminde dolayısı ile gezegenimizi beslemek için yavaşlamamız, herşeyden zevk alarak eylemde "ol"ma deneyimlerini tezahür ettireceğimiz zamanlar deneyimliyoruz. Evelina bir aile terapisti aynı zamanda bir seksolog ve "Dişil Enerji" eğitimleri düzenliyormuş diyor ki: "gerçek kadın neşe ve ışık saçan mutlu bir kadındır"
Sahnede parıldayan dişil enerjisi yoğun bir kadın gördük. Türkçe lisanı çok iyi olmamasına karşın oldukça sempatik hali ile sevgi dolu bir deneyimdi. Evelina bizlere "mandala dans" da deneyimlettirdi, bu da kendisinin yeni projesiymiş. Her bir bedende "dişil" ve "eril" enerji mevcuttur. Dişil enerji almak ve olmak; Eril enerji vermek ve yapmak ile ilişkilidir. Bir kadın bedeninde dişil enerjiyi uyandırmak için öncelikle her yaptığınız şeyden zevk ve haz alın çoşkulu olun diyor Ivanova ve ekliyor koşulsuz sevin. 

Günün Özeti: 

Şifa özümüzde kendi sesimiz ile buluştuğumuzda sorun/problem olarak nitelendirdiğimiz şeyler için şükrediyoruz ve o an koşulsuz sevgiyi alıyor ve koşulsuzca veriyoruz...




Özge Genlik
Uzman Psikolog
Vesta 77 Psikolojik Dönüşüm ve Yaşam Akademisinin Kurucusu
www.vestaakademi.com









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder