Işıl ışıl parlayan masmavi sonsuzluğun ahengi ile dans eden gökyüzü...Ayak tabanlarınıza nazikçe sevgi dokunuşları ile gıdıklayan akışkan mini minicik kum taneleri...sabah uyanır uyanmaz güne merhaba demek için baktığınızda sizi sonsuzluğun ve derinliğin gücünü tatmaya davet eden mavinin her tonunu özünde barındıran bilge okyanus...
Mül gezegenine hoşgeldin...
Şu an Mül gezegeninde varoluşunuzu sürdürmektesiniz. Her sabah uyandığınızda yüzünüzü birbirinden eşsiz harikulade inci taneleri ile yıkıyorsunuz ve inciler her bir dokunuşu ile güzelliğinize güzellik katıyor. Özünüzdeki yaratıcı bilge güç ile bir olduğunuz her anı doya doya duyumsayarak deneyimlediğiniz cennet bilinç boyutunda var olmaktasınız. Ve tabi ki cennet bilinç boyutunda istediğiniz herşeyi dönüştürebilme gücünü de hatırlıyorsunuz. Çok sevimli "mül dönüştürücü"leriniz var, şirin ve küçük goblin benzeri varlıklar sizin en iyi dostlarınız. Ve çok önemli işlevleri şu ki; sizin var oluşunuzu sürdürebilmeniz için gerekli olan inci tanelerini çoğaltabiliyorlar. Bir tane inci tanesi milyonlarca inci tanesine dönüşebiliyor anında, ne kadar da harikulade değil mi?
Böyle bir dönüştürünüz var olsa en çok neyi çoğaltmak istersiniz?
Belik de, insan varlıkları böylesine harikulade bir dönüştürücüyü her an özlerinde barındırıyor olmasınlar? Her birimiz dönüştürücünün ta kendisi değil miyiz?
"sevgi" = mutlak yaratıcı güç
Mül halkı tıpkı inci tanelerinin eşsizliği gibi saflığı sembolize ediyor. Saflığın özündeki ateş ve suyun dansı gibi; ateş suyu söndürür lakin mutlak "denge" halinde dönüşümün gücü ile akışın gücü bir diğer deyim ile sevginin sonsuz gücü ile bilgeliğin "bir" olma halinden mutlak "aşk" doğar.
Fim sürecinde Mül gezegeninde herşey güzellikle akarken aniden gökyüüznde kara kara bulutlar ve patlama sesleri beliriverir, hiç beklemedikleri bir anda bir saldırıya maruz kalan; İnci halkının bir kısmı kaçmayı başarırken Mül gezegenin imparatorunun kızı bedenini özgür bırakarak bilincini Valerian ismindeki cesur, zeki, inancın gücü ile ışıldayan hükümette görev almakta olan ajana yönlendirir. Bu andan sonra eve dönüş yolculuğu için verilecek tüm emek, Mül gezegeninde var olan İnci halkının var oluşunun geleceği Valerian ın ellerindedir. Tıpkı; "bir"liğe geri dönmek üzere atalarımızdan miras aldıklarımızla Dünya gezegenine merhaba demeyi seçen biz insan varlıkları gibi değil mi?
Cennete Neresi? Nasıl Bir Yer?
Cennet; bir bilinç boyutudur. Her an her soluğun bilincinde isen cennette var olmaktasındır...birkaç doğal nefes alıp verin kendi soluk ritminizde... Şimdi şu şekilde devam edin 1-2-3-4 sayıda nefes alın ve 8-7-6-5-4-3-2-1 sayıda nefesi verin, özgür bırakın. Göz kapaklarınızın verdiğiniz nefes eşliğinde ağır ağır gözlerinizin üzerine kapanmasına izin verin. Soluğun bu ritminde uygulamayı 3 dakika boyunca sürdürün lütfen...
Zihninizdeki düşünce akımları yavaşlamaya başlıyor ve gittikçe sakinliği, huzuru tüm bedeninizde duyumsuyorsunuz. Beyin dalgalarınız Beta boyutundan yavaşça Alpha boyutuna doğru ilerliyor. Zihninizdeki planlarınız, harekete geçmek üzere dizayn ettikleriniz bir süre bekleyebilirler. Ağırlaşan ve yavaşlayan zihin ile eş zamanlı bedeninizde rahatlıyor ve gittikçe gevşiyor. Her verdiğin solukta bir parça daha gevşemeyi ve rahatlamayı araştırıyorsun...
Yaratıcı, bilinç dışının aktif oldğu Alpha boyutuna hoş geldin... Burada tüm kainattaki bilgi ve deneyimler koşulsuzca paylaşılır. Hani bir an gelir "aha" anını deneyimlerken izlersin kendini; uzun süre kafa yorduğun bir konu hakkında hiç de beklemediğin bir dinlenme, rahatlama anında zihninde parıldayıverir aradığın yanıtlar ya da daha önce hiç tanımadığını zannettiğin bir kişinin ağzından döküleverir cevaplar...İşte burası Alpha boyutudur uyanık olduğun ancak biraz meditatif olduğun bir boyut. Her varlık ile sonsuz sevginin gücünü "bir" olarak deneyimlediğin ve yansıttığın boyut...
VALERİAN ve BİN GEZEGEN İMPARATORLUĞU
Valerian= kedi otu; uyku haline geçişi kolaylaştıran bir şifa kaynağı. Sakinleştirici ve yatıştırıcı nitelikleri ile beynin hızla Alpha boyutuna geçişini destekler. Bin gezegenin şehri = Alpha; yüzyıllardır barış halinde her özgür varlığın bilgi ve deneyimini paylaştığı güzelliğin sonsuz muktedir gücünü yansıtan uzayın derinliklerindeki en parlak boyutlardan sadece birisi...
Gördüğünüz üzere filmin özü isminde saklı...
Alpha boyutunda herşey yolunda akarken an gelir "denge" hali bozuluverir, güvenin yerini korku alıverir işte bu an mutlak inancın ve cesaretin gücüne gereksinim vardır. Valerian ve Laureline Mül gezegenindeki İnci halkının umudunu temsil etmektedirler. Hedefleri Melo adındaki son dönüştürücüyü ait olduğu boyuta teslim edebilmektir.
Eve dönüş yolculuğu çok kolay olmayabilir ancak vazgeçmeyi hiç zihinden geçirmeyerek inancın ışığında ve kalbin bilgeliğinde yol almayı seçtikten sonra önünüzde hangi kapı durabilir?
film boyunca boyutlar arası rengarenk bir yolculuk sizleri bekliyor. Gideceğiniz yer hedef belli lakin yolculuğun tadını çıkarmak için kendiziniz akışa teslim edin...
Luc Besson; zaten zamanın çok ötesinden beri özümüzde var olan bilgelik kapısını açarak bizilere gerçekte kim olduğumuzu hatırlatıyor; "sınırı olmayan bir evrenin sınırı olmayan kahramanları" olduğumuzu... Besson ın bilge zekasına şapka çıkarmak gerekir ki; Valerian ve Bin Gezegen İmparatorluğunda bizlere; bilinç dışının gücünü, sevginin sonsuzluğunu, cesaretin sadece yürekte var olabileceğini, yürekten doğan inancın önünde hiçbirşeyin duramayacağını, bir varlığın özünde barış var olmadığı sürece kendisine ve çevresindeki diğer varlıklara olan etkilerini, "öz"e güvenin ve affetmenin önemini 137 dakikada bu kadar ahenkli ve renkli aktarabildiği için...